10 Mayıs 2025 09:04

Emeğin hikayesi neden beyaz perdeye yansımıyor? | Sinemamızda işçi sınıfı

“Karanlıkta Uyananlar”la başlayan, “Maden” ve “Sürü”yle devam eden işçi sineması, ’80 darbesiyle kırıldı. 2000’lerde yeniden nefes aldı. Peki bugünün sineması emekçilerin hikayesini neden yansıtmıyor?

Emeğin hikayesi neden beyaz perdeye yansımıyor? | Sinemamızda işçi sınıfı

Ekran görüntüsü Karanlıkta Uyananlar filminden alınmıştır.

Vecdi Sayar


Günümüz Türkiye sinemasında işçi sınıfının temsilinin yeterli olmadığını söyleyebilirim. Bunun başlıca nedenleri arasında, dünyada ve ülkemizde sol düşüncenin eski gücüne sahip olmaması, siyasal baskılar sonucu işçi sınıfının örgütlenmesinde yaşanan -niceliksel- gerileme, genel hatlarıyla halkçı, toplumcu düşünceden yana olan sinemacılarımızın ’80 darbesi sonrası içe kapanmaları, toplumsal sorunlardan çok bireysel sorunlar üzerinde yoğunlaşmaları ve sinemamızın ’60’lar ve ’70’lerde aydınlarla kurduğu ilişkilerde zayıflama sayılabilir.

’60 darbesi sonucu hayata geçirilen 1961 Anayasası’nın getirdiği görece özgürlük ortamında toplumcu görüşler toplumun farklı kesimleri üzerinde etkili olmaya başlamış, doğal olarak sinemamız da bu gelişmeden payını almıştır. ’60’larda Memduh Ün (Kırık Çanaklar), Halit Refiğ (Şehirdeki Yabancı, Gurbet Kuşları), Metin Erksan (Gecelerin Ötesi, Acı Hayat), Duygu Sağıroğlu (Bitmeyen Yol), Ertem Göreç (Karanlıkta Uyananlar, Otobüs Yolcuları) toplumsal gerçekçi bir sinemanın ilk örneklerini verdiler.

Bu filmler arasında, sınıf çatışması ve işçi örgütlenmesinin ön planda olduğu Karanlıkta Uyananlar, sinemamızda işçi sınıfının temsili açısından bir ilki oluşturur. Göreç’i bu filmi yapmaya ikna eden, dönemin sosyalist aydınlarından Romancı Vedat Türkali’dir. Türkali-Göreç iş birliğinin bir başka örneği, Göreç’in Karanlıkta Uyananlar’dan önce (1961) çektiği Otobüs Yolcuları’dır. Türkali’nin, Refiğ’in Şehirdeki Yabancı’sının da senaryo yazarı olması, tek bir kişinin Yeşilçam’da bazı taşları yerinden oynatabilmiş olmasında yatıyor. ’60’ların yönetmenlerinin edebiyatçılarla kurduğu dostluklar (Kemal Tahir, Orhan Kemal, Tarık Dursun K, Attila İlhan, vb.), Yeşilçam’ın masallardan gerçeğe yönelmesinde hiç kuşkusuz rol oynamıştır.

İşçi sınıfının güçlü olduğu ’70’ler

’60’larda açılan yoldan ilerleyen sol düşünceye sahip (Ya da yakınlık duyan) yönetmenler, ’70’lerin Yeşilçam filmlerinde işçi sınıfının sorunlarına yer vermişlerdir. Yılmaz Güney’in Umut, Arkadaş, Baba, Güney’in başlayıp Şerif Gören’e devretmek zorunda kaldığı Endişe filmlerinin yanı sıra, Güney’in senaryosunu yazıp Zeki Ökten’in çektiği Sürü ve Düşman, Lütfi Ö. Akad’ın Gelin, Düğün, Diyet üçlemesi ve Irmak, Atıf Yılmaz’ın Utanç ve Bir Yudum Sevgi, Tunç Okan’ın Otobüs, Safa Önal’ın Umut Dünyası, Süreyya Duru’nun yönettiği, Vedat Türkali’nin senaryosunu yazdığı Güneşli Bataklık ve işçi sınıfının sorunlarını en tavizsiz biçimde beyaz perdeye yansıtan Maden ve Demiryol filmleri, ’70’leri sinemamızda işçi temsilleri açısından en fazla ürün verilen dönem yapar. ’70’lerin komedilerinde bile toplumsal temalara yer verildiğini görürüz. Umur Bugay’ın senaryosundan Zeki Ökten’in çektiği Kapıcılar Kralı ve Çöpçüler Kralı, Başar Sabuncu’nun İşgal adlı tiyatro oyunundan uyarlanan Atıf Yılmaz’ın Talihli Amele’si dönemin önde gelen komedi filmleridir.

’80 darbesi sonrasının filmleri arasında da Ertem Eğilmez’in Başar Sabuncu’nun senaryosundan çektiği Namuslu ve Çıplak Vatandaş, Başar Sabuncu’nun Vasıf Öngören’in oyunundan uyarladığı Zengin Mutfağı, Zeki Ökten’in Düttürü Dünya gibi başarılı komedilerin yanı sıra, Ali Özgentürk’ün At ve Orhan Kemal uyarlaması Bekçi, emekçilerin mücadelesine yoğunlaşan Muzaffer Hiçdurmaz’ın Çark, Muammer Özer’in Bir Avuç Cennet, Sinan Çetin’in Bir Günün Hikayesi gibi yapımlar öne çıkar. ’70’lerin sonunda Kanal ve ’80’lerde Bereketli Topraklar Üzerinde gibi tarım işçisinin sorunlarını işleyen filmlerle kariyerine adım atan, Hakkari’de Bir Mevsim gibi sinemamızın başyapıtlarının yönetmeni Erden Kıral, 2000’lerde Vicdan, Yük ve Gece filmlerinde emekçilerin yaşamlarını beyaz perdeye yansıtır. Muammer Özer’in Kara Sevdalı Bulut’u, Faik Ahmet Akıncı’nın İş’i gibi birkaç istisna dışında bu temaların beyazperdeye yansımadığı ’90’ların ıssızlığının ardından, 2000’lerde sahaya çıkan genç yönetmenler daha çok kentlerde çalışan emekçilerin öykülerini anlatmaya koyuldu.

Emekçilerin hikayelerini anlatmayı sürdürecekler

2000’lerin başından günümüze uzanan süreçte, işçi sınıfının mücadelesini yansıtan filmler (birkaç istisna dışında) yapılmasa da, emekçilerin gündelik yaşamlarında çektikleri sıkıntıları konu alan, dürüst ve sinema dili sağlam epeyce film gerçekleşebildi. Sinema seyircisinin salonlardan ayağını çektiği son dönemde, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Avrupa fonlarından destekle gerçekleşen bu yapımlardan öne çıkanları -anımsayabildiğim kadarıyla- sıralayayım: Ömer Uğur’un Eve Dönüş, Zeki Demirkubuz’un C Blok, Seren Yüce’nin Çoğunluk, Erdem Tepegöz’ün Zerre ve Gölgeler İçinde, Yeşim Ustaoğlu’nun Araf, Ahu Öztürk’ün Toz Bezi, Ömür Atay’ın Kardeşler, Aydın Bulut’un Başka Semtin Çocukları, Nesimi Yetik’in Toz Ruhu, Tayfun Pirselimoğlu’nun Rıza, Aslı Özge’nin Köprüdekiler, Emin Alper’in Abluka, Ali Vatansever’in Saf, Tolga Karaçelik’in Gişe Memuru ve Sarmaşık, Emine Emel Balcı’nın Nefesim Kesilene Kadar, Tufan Şimşekcan’ın Ceylin, Fikret Reyhan’ın Sarı Sıcak, Çatlak ve Cam Perde, Salman Nacar’ın İki Şafak Arasında, Baran Gündüzalp’in Rosinante ve şu sıralar sinemalarımızda gösterilen Erkan Tahhuşoğlu’nun Döngü filmleri… Bu yapımların çoğunluğunun kahramanları sınıf bilincinden yoksun kent emekçileri. Tabii, işçi sınıfı mücadelesini yansıtan Metin Yeğin’in Grev, Muhammet Çakıral’ın Lacivert Gece gibi doğrudan bu temayı işleyen yapımlar da var… Günümüzün bilinçli genç kuşaklarının-koşullar ne denli zor olursa olsun- emekçilerin hikayelerini anlatmayı sürdüreceklerine inanıyorum.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Patrona 0, işçiye yüzde 29
Vergide büyük yüzsüzlük

Patrona 0, işçiye yüzde 29

Maliye Bakanı Şimşek vergide adalet vurgusu yaparken, Türkiye’nin en büyük 10 sanayi şirketinin ödediği kurumlar vergisi, cirolarına oranla yüzde 0 ile binde 1 arasında kaldı. Vergi yükü her zaman olduğu gibi işçilerin sırtında kaldı. Faiz ödemelerine ayrılan pay rekor kırdı.

2024'de Ford Otosan'ın ödediği vergi oranı: yüzde 0,02

Arçelik'in ödediği vergi oranı: yüzde 0

Ereğli Demir Çelik'in ödediği vergi oranı: yüzde 0

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
10 Mayıs 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et